Umutsuzluğa Düştüğünüzde Mutlaka Okumanız Gereken Size Deva Olacak Bir Yaşam Öyküsü

“Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az önceki andır.”

Umuda ihtiyacımız var; en karanlık anlarda dahi onu korumaya… Onu yaşatmaya, büyütmeye, paylaşmaya…Her karanlığın ardından aydınlık gelir; her gecenin ardından güneş doğar.

İnsan olmak, biraz da bu umudu korumaktır. Bunu hatırlamanın belki de en güzel yollarından biri, bize böyle direnç, azim ve ilham veren yaşam öykülerini okumak.

Bakalım öykümüzün kahramanının kim olduğunu bulabilecek misiniz?…

Evet, öyleyse başlayalım: Hikâyemizin kahramanı 17 yaşında okulu bıraktı.

Sonrasında, çok daha acı deneyimler yaşadı: Önce 25 yaşında annesini kaybetti.

Ardından 26 yaşında ise çocuk düşürdü.

27 yaşına geldiğinde ise evlendi. Artık hayatında yeni bir dönem açılmıştı…

Fakat kısa bir süre sonra evliliği nahoş bir duruma evrildi…

Bu olumsuz koşullara rağmen ilk çocuğunu dünyaya getirdi. Bir kızı olmuştu.

28 yaşında ise boşanmış ve şiddetli depresyondan muzdarip bir insandı.

29 yaşında yalnız bir anne olarak sosyal yardımlar sayesinde geçiniyordu.

30 yaşına geldiğinde ise dibe vurmuştu; ümitsizdi ve ciddi anlamda intihar etmeyi düşünüyordu…

Bu andan itibaren, yaşadığı bütün duyguları, sahip olduğu bütün tutkuyu herkesten daha iyi yapabileceğine inandığı tek bir iş üzerinde topladı: Yazarlık!

Başlangıçta sayısız yayın evi tarafından reddedildi. 31 yaşına geldiğinde, nihayet ilk kitabı yayımlandı.

35 yaşına geldiğinde ise 4 kitabı yayımlanmış ve yılın yazarı seçilmişti.

Peki, siz bu kişinin kim olduğunu çıkarabildiniz mi?

Bu kişi tüm dünyada milyonlarca baskı yapan, sinemaya uyarlanan ve toplamda 15 milyar dolarlık bir ekonomi yaratan Harry Potter serisinin yazarı J. K. Rowling’den başkası değil!

Bu yüzden her durumda umutlu olmalı ve kendimize güvenmeliyiz dostlar. İstersek biz de başarabiliriz; hangi şartlar altında, hangi yaşta olursak olalım hedeflerimize ulaşabiliriz!

Enseyi karartmayın.

alıntı: onedio

You may also like...